BOŞANMA DAVASINDA SES KAYIT CİHAZI

T.C.

YARGITAY

12. CEZA DAİRESİ

E. 2012/13428

K. 2012/14792

T. 12.06.2012

* EŞİN OTO KOLTUĞUNA SES KAYIT CİHAZI YERLEŞTİRMEK (Telefonla Yaptığı Görüşmeleri Kaydetmek - Eylemin Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunu Oluşturacağı/Hapis Cezasının Üst Sınırı İtibariyle Davaya Bakma Görevinin Asliye Ceza Mahkemesine Ait Bulunduğu)

* HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU (Eşinin Sadakatinden Şüphelenen Sanığın Aracın Oto Koltuğuna Ses Kayıt Cihazı Yerleştirmesi - Katılanın Telefonla Yaptığı Görüşmeleri Dinlediği/Eylemin Suç Sayılacağı/Asliye Ceza Mahkemesi/Görev)

* ASLİYE CEZA MAHKEMESİNİN GÖREVLİ OLDUĞU (Sanığın Eyleminin Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunu Oluşturduğu - Hapis Cezasının Üst Sınırı Gözetildiğinde Yerel Mahkenin Görevsizlik Kararı Vermesi Gerektiği/Haberleşmenin Gizliliğini İhlal)

* HAPİS CEZASININ ÜST SINIRI (Davaya Bakma Görevinin Asliye Ceza Mahkemesine Ait Olduğu - Yerel Mahkemece Görevsizlik Kararı Verilmesi Gerektiği/Sanığın Eyleminin Haberleşmenin Gizliliğini İhlal Suçunu Oluşturduğu/Görevsizlik Kararı)

5237/m. 133/1-2

5235/m. 11

ÖZET: Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçuna ilişkin olarak eşi olan katılanın sadakatinden kuşkulanan ve aldatıldığını düşünen sanığın, katılan tarafından kullanılmakta olan aracın oto koltuğuna, onun bilgisi ve rızası dışında, ses kayıt cihazı yerleştirerek, katılanın başka kişilerle yaptığı telefon görüşmelerini kaydettiğinin iddia edilmesi karşısında, kanıtlanması halinde eylemin, haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturacağı; ve ilgili maddede bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüş olup, hapis cezasının üst sınırı itibariyle davaya bakma görevinin Asliye Ceza Mahkemesine ait bulunduğu ve görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmelidir.

DAVA : Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan, sanığın beraatine ilişkin hüküm, şikayetçi vekili ve Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:

Şikayetçi D.S., 27.06.2008 tarihli istinabe yoluyla alınan beyanında, katılma talebinde bulunduğu halde, şikayetçinin bu istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş ise de, katılan sıfatını alabilecek şekilde suçtan zarar gördüğü anlaşılan ve vekili aracılığıyla süresinde verdiği temyiz dilekçesi ile katılma isteğinde ısrarını ortaya koyan şikayetçi D.S.'in 5271 sayılı CMK'nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılan, vekilinin katılan vekili olarak kabulüne karar verilerek,

Dosya incelenip gereği düşünüldü:

KARAR : 5237 sayılı TCK'nın 133/1. maddesinde düzenlenen kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun oluşabilmesi için; iki veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmeyeceği ve sınırlı bir dinleyici çevresi dışına çıkmayacağı yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek, herhangi bir aracı vasıta olarak kullanmadan, yüz yüze gerçekleştirdikleri, ancak özel bir çaba gösterilerek duyulabilecek, aleni olmayan, söze dayalı, sesli düşünce açıklamalarının, konuşmanın tarafı olmayan kişi veya kişilerce, ilgilisinin rızası olmaksızın, elverişli bir aletle (sesli bir açıklamayı kuvvetlendirerek veya naklederek onu ses alanının dışına çıkartıp doğrudan doğruya algılanabilir hale getirmeye yarayan her türlü düzenekle) dinlenmesi veya akustik olarak tekrar dinlenebilmesi imkanını sağlayan bir aletle kaydedilmesi gerekmekte olup; belirli veya belirlenebilir iki veya daha fazla kişinin, elverişli araçlar (internet, telefon, telsiz, faks, mektup, telgraf, kağıt vb.) ve ortak semboller (söz, yazı, işaret vb.) aracılığıyla paylaştıkları bilgi, düşünce, duygu ve tutumlarının; başka kişi veya kişiler tarafından kaydedilmesi eyleminin, 5237 sayılı TCK'nın 132/1-2. cümlesinde tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirileceği, konuşmada, kişiler arasında vasıta bulunmaksızın iletişim gerçekleştiği halde, haberleşmede, elverişli bir araç sayesinde kişilerin iletişime geçtikleri; bu açıklamalar ışığında, incelenen dosya içeriğine göre, eşi olan katılanın sadakatinden kuşkulanan ve aldatıldığını düşünen sanığın, katılan tarafından kullanılmakta olan aracın oto koltuğuna, onun bilgisi ve rızası dışında, ses kayıt cihazı yerleştirerek, katılanın başka kişilerle yaptığı telefon görüşmelerini kaydettiğinin iddia edilmesi karşısında, kanıtlanması halinde eylemin, 5237 sayılı TCK'nın 132/1-2. cümlesinde tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunu oluşturacağı; anılan maddede, “ bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası" öngörülmüş olup, hapis cezasının üst sınırı itibariyle davaya bakma görevinin 5235 sayılı Kanunun 11. maddesi uyarınca Asliye Ceza Mahkemesine ait bulunduğu ve görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm tesisi,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olup, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 12.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.