İCRA TAKİBİ

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2014/1283

K. 2014/3936

T. 13.2.2014

* TEHİRİ İCRA KARARI (Alınmış Olsa Bile Bu Kararın Takibi Olduğu Yerde Durdurduğu/Karardan Önce Uygulanan Haciz İşlemlerini Ortadan Kaldırmadığı - Borçlunun Mehil Vesikasını Almadan Önce Alacaklının Alacağını Temin İçin Banka Hesaplarındaki Parayı Haczettirmesinde Yasaya Uymayan Bir Yön Olmadığı)

* TAKİBİN DURMASI (Tehiri İcra Kararı Alınmışsa Bu Kararın Takibi Olduğu Yerde Durdururacağı/Karardan Önce Uygulanan Haciz İşlemlerini Ortadan Kaldırmayacağı - Borçlunun Mehil Vesikasını Almadan Önce Alacaklının Alacağını Temin İçin Banka Hesaplarındaki Parayı Haczettirmesinin Yasaya Uygun Olduğu)

* HESAPDAKİ PARANIN HACZİ (Haczin Kaldırılması İstemi/Takibin Durması - Borçlunun Mehil Vesikasını Almadan Önce Alacaklının Alacağını Temin İçin Banka Hesaplarındaki Parayı Haczettirmesinin Yasaya Uygun Olduğu/Şikayetin Reddi Gereği)

* HACİZLERİN FEKKİ (Haciz Tarihinin İtirazın İptaline Dair Verilen Karardan Sonra Ancak Mehil Vesikası Verilmesinden Önce Olduğu - Tehiri İcra Kararı Alınmış Olsa Bile Bu Kararın Takibi Olduğu Yerde Durdurduğu/Karardan Önce Uygulanan Haciz İşlemlerini Ortadan Kaldırmadığı)

2004/m.110

ÖZET : Olayda, alacaklının talebi ile haciz işlemi yapıldıktan sonra teminatın kabulüne dair kararın alınması üzerine 60 günlük mehil vesikası verilmiş ve borçlu vekilince aynı tarihte hacizlerin de fekki talep edilmiştir. Bu durumda haciz tarihi, itirazın iptaline dair verilen karardan sonra, ancak mehil vesikası verilmesinden öncedir. Her ne kadar şikayet tarihinde borçlu Yargıtay'ın ilgili dairesinden tehiri icraya dair karar getirememiş ise de, tehiri icra kararı alınmış olsa bile bu karar takibi olduğu yerde durdurur, karardan önce uygulanan haciz işlemlerini ortadan kaldırmaz. O halde borçlunun mehil vesikasını almadan önce alacaklının alacağını temin için banka hesaplarındaki parayı haczettirmesinde yasaya uymayan bir yön olmayıp mahkemece şikayetin reddi gerekir.

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği düşünüldü:

KARAR : Borçlu vekili tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda, takibe karşı yapılan itirazın kısmen iptaline dair mahkeme kararının tehiri icra istemli olarak temyiz edildiği, yeterli ve geçerli teminat verilmesine rağmen alacaklı tarafından haciz talebinde bulunularak banka hesaplarındaki paralara haciz konulduğu iddia edilerek teminat gösterilip mehil vesikası alınmış olması sebebiyle hacizlerin kaldırılması talep edilmiş, mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.

Mehil vesikası verilmesi ve bilahare tehiri icra kararının sunulması sadece takibi olduğu yerde durdurur, daha önce yapılmış olan hacizlerin kaldırılmasını sağlamaz.

Somut olayda, alacaklının talebi ile 27.2.2013 tarihinde haciz işlemi yapıldıktan sonra teminatın kabulüne dair kararın alınması üzerine 6.3.2013 tarihinde 60 günlük mehil vesikası verilmiş ve borçlu vekilince aynı tarihte hacizlerin de fekki talep edilmiştir. Bu durumda haciz tarihi, itirazın iptaline dair verilen karardan sonra, ancak mehil vesikası verilmesinden öncedir. Her ne kadar şikayet tarihinde borçlu Yargıtay'ın ilgili dairesinden tehiri icraya dair karar getirememiş ise de, yukarda izah edildiği üzere tehiri icra kararı alınmış olsa bile bu karar takibi olduğu yerde durdurur, karardan önce uygulanan haciz işlemlerini ortadan kaldırmaz.

O halde borçlunun mehil vesikasını almadan önce alacaklının alacağını temin için banka hesaplarındaki parayı haczettirmesinde yasaya uymayan bir yön olmayıp mahkemece şikayetin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarda yazılı sebeplerle İ.İ.K.nun 366 ve H.U.M.K.nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.