İCRA TAKİBİNDEN SONRA İTİRAZIN İPTALİ

DAVASINDAN ÖNCE BORCUN ÖDENMESİ

T.C.

YARGITAY

7. HUKUK DAİRESİ

E. 2013/10111

K. 2013/11465

T. 18.6.2013

* İCRA TAKİBİNDEN SONRA İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDAN ÖNCE BORCUN ÖDENMESİ (Dava Açmakla Sağlanan Sonuç Elde Edildiğinden Davacının Dava Açmakta Hukuki Yararı Olmayacağı - Kıdem Tazminatın Tüm Ferileriyle Birlikte Davadan Önce Ödenip Ödenmediği Araştırılmadan Karar Verilemeyeceği)

* İTİRAZIN İPTALİ (İcra Takibinden Sonra Davadan Önce Borcun Ödenmesi Halinde Artık Dava Açmakla Sağlanan Sonuç Elde Edilmiş Olacağından Davacının Dava Açmakta Hukuki Yararı Olmayacağı - Davalının Takip Konusu Kıdem Tazminatını Tüm Ferileriyle Birlikte Davadan Önce Ödeyip Ödemediği Araştırılacağı)

* İTİRAZIN İPTALİ DAVASINDAN ÖNCE BORCUN ÖDENMESİ (İcra Takibinden Sonra Davadan Önce Ödenmesi Durumunda Dava Açılmasında Hukuki Yarar Olmayacağı - Davadan Önce Tüm Ferileriyle Ödenip Ödenmediği Saptanmadan Hukuki Yarar Yokluğundan Davanın Reddedilemeyeceği)

* BORCUN İCRA TAKİBİNDEN SONRA ÖDENMESİ (İtirazın İptali Davası Açılmadan Ödendiği - Davalının Takip Konusu Kıdem Tazminatını Tüm Ferileriyle Birlikte Davadan Önce Ödeyip Ödemediği Araştırılacağı)

2004/m.67

ÖZET : İtirazın iptali davasının amacı dikkate alındığında icra takibinden sonra ve fakat davadan önce borcun ödenmesi halinde artık dava açmakla sağlanan sonuç elde edilmiş olacağından davacının dava açmakta hukuki yarar olmayacaktır. Davalının takip konusu kıdem tazminatını tüm ferileriyle birlikte davadan önce ödeyip ödemediği saptanmalı sonucuna göre davanın esası hakkında karar verilmelidir. Bu yön üzerinde durulmadan kıdem tazminatının dava açılmadan önce ödendiği gerekçesiyle başkaca bir araştırma yapılmadan davanın hukuki yarar yokluğundan reddi hukuka aykırıdır.

DAVA : Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi. gereği düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili davacının davalı Belediye'ye ait işyerinde çalışırken emekli olduğunu, emeklilik tarihi itibariyle 59.311,35 TL kıdem tazminatı ve 4.994,00 TL yıllık izin ücretiyle birlikte toplam 64.305,35 TL almaya hak kazandığını, kıdem tazminatının 25.000,00 TL'sinin emeklilik tarihinden 15 gün sonra yani 30.6.2010 tarihinde davacının banka hesabına yatırıldığını, geri kalan kıdem tazminatıyla yıllık izin ücretinin tahsili için 12.7.2010 tarihinde icra takibi başlatıldığını, davalının yıllık izin hariç kıdem tazminatını ödediğini bildirerek takibe itiraz ettiğini, takibin kıdem tazminatı alacağı bakımından durduğunu bildirerek davalının haksız itirazının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili davacıya kıdem tazminatının bir kısmının takipten önce kalanının ise damga vergisi kesilerek 14.7.2010 tarihinde banka hesabına yatırılarak ödendiğini, bu sebeple takibe haklı olarak itiraz ettiklerini, yıllık izin ücretine dair bir itirazlarının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatıyla verilen red kararının davanın İş Mahkemesi'nin görev alanına girdiği gerekçesi ile 13. Hukuk Dairesi tarafından bozulması üzerine davaya İş Mahkemesi sıfatıyla bakılmış ve dava tarihi itibariyle değerlendirme yaparak kıdem tazminatı alacağının dava tarihi itibariyle ödenmiş olması ve davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.

Davacının emeklilik sebebiyle kıdem tazminatına hak kazandığı ve kıdem tazminatı miktarının brüt 59.311,35tl olduğu ve davacıya 25.919,00 TL'nin icra takibinden önce 30.6.2010 tarihinde, 33.000,00 TL'nin ise 14.7.2010 tarihinde ödendiği konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır.

İcra takibi 12.7.2010 tarihinde yapıldığına göre kıdem tazminatının 33.000,00 TL tutarındaki kısmının icra takibinden sonra davacının banka hesabına yatırılarak ödendiği anlaşılmaktadır. İcra takibinde takip ise 39.711,00 TL üzerinden kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti açıklamasıyla yapılmıştır.

HGK'nun Esas 2005/19-200 Karar 2005/210 30.3.2005 tarihli ve Esas 2007/19-159 Karar 2007/220 Sayılı 18.4.2007 tarihli kararlarında belirtildiği üzere itirazın iptali davasının amacı dikkate alındığında icra takibinden sonra ve fakat davadan önce borcun ödenmesi halinde artık dava açmakla sağlanan sonuç elde edilmiş olacağından davacının dava açmakta hukuki yarar olmayacaktır. Bu itibarla davalının takip konusu kıdem tazminatını tüm ferileriyle birlikte davadan önce ödeyip ödemediği saptanmalı sonucuna göre davanın esası hakkında bir karar verilmelidir. Bu yön üzerinde durulmadan kıdem tazminatının dava açılmadan önce ödendiği gerekçesiyle başkaca bir araştırma yapılmadan davanın hukuki yarar yokluğundan reddi doğru olmamıştır.

O halde davacı vekilinin bu yöne dair temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebeple BOZULMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacıya iadesine, 18.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.